Hürriyet

>

16 Ekim 2011 Pazar

Uncharted 3 - Maceraya Türkçe Devam


Kasım ayı, oyunseverler için heyecanla beklenen an oldu. Büyük bir hayran kitlesine sahip Uncharted serisinin üçlemesi ve online savaş oyunlarının krallarından Battle field 3 bu ay piyasaya çıkacak ürünler. İki oyunun da Betası açıldığında serverlarda patlama yaşanmış, DL şifreleri forumlarda uçuşmuştu. Özellikle UC3, sadık hayran kitlesi ve TURK klanı tarafından o kadar uzun süredir bekleniyordu ki, Betanın çıktığı gün us hesaplar çok değerli birer sabit kıymet oldu. Keşke TR PSNlerde de bu dllere izin verilseydi de bizler de başka ülkelerde psn hesapları açmak zorunda kalmasaydık. Şu an UC3 ün Betası hala oynanıyor ve daha geçen hafta bir düzeltmeye gitti. Böylece şikayet konusu olan hataların çoğu giderilmiş oldu. Bunların başında server çakışması sebebiyle aynı oyuna iki arkadaşın girememesi geliyordu. Yine alınan bazı özelliklerin oyundan çıkışta kaybolması ve yeniden bağlandığınızda tekrar satın almak zorunda kalmanız durumu düzeltildi. Ne yalan söyleyeyim, Elena karakterine iki kere 7,500 dolar vermek çok acı olmuştu. Hele o para için kaç kez öldüğüm düşünülürse!
Geçen haftanın en büyük suprizlerinden biri de UC3 Beta MPsinin Türkçe olarak plus üyelere açılmasıydı. Bu kadar ünlü ve iyi bir oyunun Türkçe oynanır olması o kadar hoşumuza gitti ki, videolarını sitelerimizde döndürüp durduk. Tabi eleştiriye açık olan çeviriler de mevcut, ama Studios23 bence elinden gelenin en iyisini yaparak iyi bir iş çıkarmış. Asıl senaryonun Türkçe dublajı hepimizi yerimizden oynatacak. UC3 2 kasımda Türkçe olarak piyasaya sürüldüğünde Nathan Drake, Okan Yalabık ile hayat bulacak. Ünlü baba karakter Sullivan, Ege Aydan tarafından seslendirilecek. Studios23'den Semih Sancar, yaptığı açıklamada oyun dublajının zorluklarından bahsetti. Türkiye'de alışılmadık bir iş olan bu tarz dublaj, en iyi hallerde 7 ay sürüyor, yüzbinlerce kelime içeriyor, bölümler geldikçe yapıldığı için sanatçılar bütünü göremiyor. Çok sıkı gizlilik anlaşmaları olduğu için de sahneler seyredilmeden, storyboard yardımıyla yapılıyor. Tüm bu zorlu şartlara rağmen yetenekli kastlarla Studios23'ün iyi bir iş çıkardığına eminim. Gelelim beğenilmeyen tercümelere, Semih Sancar içimizden çıkmış biri, yani Merlininkazanı, Oyuncu, Level ve Oyungezer'de çalışmış, gerçek bir oyuncu. Dolayısıyla bizlerden hiç kopmadı. DHde konusuyla ilgili açılmış forumlara katılıp açıklamalar yaptı, hatta beğenilmeyen tercümelerin listesini ve olası alternatiflerini TURK klanından istedi. Belki de ilk defa bir oyun, kendi oyunseverlerinin tercihleriyle hayat bulacak, sadık kitle oyunu oynarken karşılaştığı bir madalyaya bakıp hey bu benim fikrimdi diyebilecek. Bu fırsat için de Semih Sancar beye teşekkürlerimi sunarım.
Şimdi geriye tek bir şey kalıyor, arkamıza yaslanmak ve Sony Türkiye'nin bize sunduğu, dünyanın en iyi oyunlarından UC3'ün Türkçesinin keyfini çıkarmak.Hepimize iyi oyunlar... Unutmayın TURK KLanı her zaman herkese açıktır, oyundan keyif alan her yaştan her cinsiyetten oyuncuları bekliyoruz. Facebook sayfamızdan ya da DonanımHaber'de UC3 Turk Klanı başlığı altından bizlere katılabilirsiniz. Bu arada hediye kazanmak isterseniz:
http://goo.gl/bGxbe linke uğrayıp tıklayın, UC3 ün küçük hediyelerine ulaşın!

Catwalk12345 TURK Klanı Üyesi

15 Ekim 2011 Cumartesi

Muhteşem Oyun Uncharted 3'e Türkiye'den Muhteşem Sesler Hayat Veriyor


Çıktığı günden bu yana satışı milyonları bulan ve geçtiğimiz ay yayınlanan beta sürümü ile meraklılarının yüzünü güldüren oyun efsanesi Uncharted 3: Drake’s Deception, multiplayer uyumlu ve Türkçe seslendirmeli olarak satışa çıkıyor.

Türkçe seslendirmeyi ise Türkiye televizyonlarının en ünlü isimleri üstlenmiş. Uncharted 3, bu yönü ile oyun zevkini ve eğlencesini bize daha yakın ve sıcak bir noktaya taşıyabilmiş. Bu ünlülerin kim olduklarına da kısaca göz atalım:

Multiplayer uyumlu oyunu, ünlü sanatçılar Türkçe olarak seslendiriyor: Ana karakter Nathan Drake’i, en son Muhteşem Yüzyıl’daki Pargalı Damat İbrahim Paşa rolü ile gönüllere taht kuran Okan Yalabık seslendiriyor. Drake’in en iyi dostu Victor Sullivon karakterini ise en son Behzat Ç. dizisindeki Şevket rolü ile ön plana çıkan Ege Aydan seslendiriyor. Serinin üçüncü oyununun esas kötü karakteri olan Katherine Marlowe’ye ise yılların tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Betül Arım sesiyle hayat veriyor. Oyundaki diğer karakterlere de yine ünlü dizi ve sinema oyuncuları ses veriyor. Chloe karakterini Dolunay Soysert, Elena’yı Ceyda Düvenci ve Cutter’ı da Hakan Vanlı seslendiriyor.

Oyunu satın almak için çıkmasını beklemeyen sıkı Uncharted hayranları, oyuna özel hediyelerin sahibi olma ayrıcalığını elde edecek. Ön sipariş verenlere Uncharted 3 not defteri, oyunu TeknoSA’dan ön sipariş vererek satın alanlara ise Uncharted 3 PlayStation 3 kaplaması, not defterinin yanında hediye ediliyor.

Özel Uncharted 3 hediyeleri kazanmak ve PlayStation ile ilgili en güncel haberler için https://www.facebook.com/PlaystationTr sayfasını takip edin!


Bir bumads advertorial içeriğidir.

13 Ekim 2011 Perşembe

Turşu Kurma Mevsimi Geldi!


Yaşasın. Sonunda turşu kurma zamanı geldi. Yazın yeri ayrı, ama kışın, şöyle güzel bir kurufasulyenin yanına ev yapımı turşu yenmez mi? Özlemediniz mi? Ben çok özledim açıkçası. Günlerdir turşu turşu diye dolanıp duruyordum evin içinde. Dışardan alınmış turşu da beni pek mutlu etmiyor açıkçası. Sanayi tadı var, nasıl beceriyorlarsa. Şu evde yapılmış turşunun bol sarmısaklı ve sirkeli tadı yok. O yüzden kendi turşumu kurmaya karar verdim. Tabiki annem usulü.İnanın çok kolay, hemen tarifini vereyim, sadece yarım saat içinde kavanozlarca turşunuz olsun.

1.Öncelikle turşuluk malzemelerini pazardan alın. Marketleri tavsiye etmem, çünkü buzluğa girmiş ya da bekletilmiş malzeme yumuşuyor, daha turşusu kurulmadan eriyor. O yüzden birinci kural turşusu çıkmış malzeme değil, kütür kütür malzeme alın.

2. Kaya tuzu, sirke, bol sarmısak ve limontuzu edinin.

Gelelim tarife. Tamamen annem usulü, geleneksel bir tariftir, sarısak miktarını keyfinize göre artırıp azaltarak kokusunu ayarlayabilirsiniz. Şahsi tercihim bol sarmısaktır.

1.Tüm sebzeleri güzelce yıkayın, hatta suda bekletin. Özellikle salatalıklar çok çamurlu oluyor pazardan geldiklerinde.

2. Daha iyi içlerine işlemeleri için domates ve salatalıkları delin. Böylece turşu suyu daha derine işleyip turşularınızın çabuk ve lezzetli olmalarını sağlayacaktır.

3. Kavanozlarınızın içini, yıkayıp deldiğiniz malzemeyle doldurun, fazla boşluk bırakmamaya çalışın, o yüzden ben biberleri araya dolgu malzemesi olarak kullanıyorum. Aralara 3-4 diş sarmısak atarak yeni katlara geçin. Böylece sarmısaklar sadece bir bölgeye yığılmamış olur.

4.Dolan kavanozun ağzını kereviz sapıyla güzelce kapatın, 5-6 diş sarmısak ve yarım avuç nohutu da üstüne koymayı unutmayın. Dilerseniz biraz kıyılmış mor lahana yaprağı da koyabilirsiniz, turşu suyunuza hoş bir renk ve tat verecektir.

5. Dört bardak suya bir çay bardağı kayatuzu, yarım çay bardağı sirke, bir kaç cimdik de limontuzu atıp eritinceye kadar karıştırın. Bu ölçünün katlarını kullanarak yaptığınız malzemeyle dolu tüm kavanozlarınızı doldurun. Kapakları kapattığınızda içlerinde hava için yer kalmadığından emin olun. Zaten iki gün sonra taşmaya başlayacaktır, korkmayın, doğru yolda olduğunuzu gösterir.

5. Kavanozlarınızı ışık görmeyen serin bir yerde 20 gün kadar tutun. Sonra balkona ya da mutfağa alabilirsiniz. Ama unutmayın, ne kadar sıcakta tutarsanız o kadar çabuk olur. Bu sizin tercihinize kalmış.

İşte bu kadar kolay. Zaman alan tek şey malzemenin yıkanması, bunun dışında son derece güvenilir ve denenmiş, klasik bir tariftir. Memnun kalacağınıza eminim. Resimdekiler benim bu yıl kurduğum turşulardan bir kaçı. Yani yapmadan, denemeden vermiyorum tarifleri, bana güvenin. Son bir şey daha, baktınız turşunuz bitti, suyu duruyor, içine hemen lahana koyup kapatın. 20 gün sonra lahana turşunuz hazır. Ayrıca kurmanıza gerek yok. Şimdiden afiyet olsun.

3 Ekim 2011 Pazartesi

Çok Yakışıklı Biriyle Evlenmek?

Önsöz: Bu yazı, asla birilerini eleştirip küçük düşürmek üzere hazırlanmamıştır. Aksine bu soruya evet diyebilen cinslerime sonsuz bir saygı sunmaktadır. Açıklaması ise aşağıdadır.
Kimlerle evleniriz, kimleri tüm bir ömür yol arkadaşı alırız yanımıza? Kriter nedir, neye göre seçeriz? Sadece aşk mı, ne kadar mantık, ne kadar 'ailem onaylar mı' korkusu etkiler? Tabiki çekici bulduğumuz birilerinde diğer kriterleri ararız. Ama sırf çok ama çok yakışıklı diye kriterlerimizden vazgeçer miyiz? Değil evlenmek, çok ama çok yakışıklı biriyle çıkmak bile biz kadınlar için tedirginlik vericidir aslında. Çünkü biliriz ki, her türlü teklifi yaptırtacak bir alt yapıya sahiptir partneriniz. Gören bakar, döner tekrar bakar, her bakanla rekabet etme gücü kalır mı insanda? Hele ki bu adamın işi spor hocalığı falansa, vay anam vay. Tüm gün, kaslarını sergilediği kadınların tacizine maruz kalan objedir o. Bunu bilip kıskanmamak, şüphelenmemek, güvenmek, her şeyden çok kendine ve ilişkiye, her baba yiğidin harcı değildir malesef. Sonuçta, ne kadar aşık olursak olalım, aklımızın bir kenarında hep o şüpheyle yaşamaktansa, daha az albenili olanı tercih ederiz. Sırf iç huzurumuz için. Sırf rekabeti ömür boyu sırtımızda kambur gibi taşımamak için. Sırf uzun vadede rahatımız için. Ne kadar benciliz değil mi? Ne kadar da güvensiziz aslında. Ama partnerimize değil bu güvensizliğimiz, kendimize ve hemcinslerimize. Biliriz ki, bir kadın ne yapar eder aklına koyduğu adamı elde eder. Bu kadar göze batan güzellikte ve kolay ulaşılabilen pozisyonda olan partnerimizin bize boynuz takma olasılığı, ofiste vaktini geçiren daha az yakışıklı hemcinsine göre kat ve kat fazladır. Sonuçta çocuğunu doğuracağımız adamın, onlara bakmasını bekleriz, sadakat isteriz. En azından bundan emin olmak isteriz. Ama bu kadar yakışıklı bir adamla 1-0 maça yenik başlarız malesef. Çünkü en çok bizim inanmamız gerekirken, en çok biz şüpheleniriz, hatta kendimizden bile, yahu bende ne buldu da beni seçti? Paranoyak bir dünyaya hoşgeldiniz. En vasatından bir erkeğin bile düzgün durmadığı, baştan çıkarıldığı günümüzde, bir apollonun es geçilebileceğini düşünecek kadar safsanız o başka tabi. O masal dünyasında ben de olmak isterdim. Peki istisna yok mu? Var. İki gece önce böyle bir çiftle tanıştım. Hanım, iki metrenin üzerindeki spor hocası kocasının yanındaydı. Çevredeki tüm kadınların bakışlarını saçlarının savuruşuyla birer birer savuşturuyordu. Açıkçası kocası gerçekten çok yakışıklıydı. Ve bu hanıma imrendim. Kocasıyla ilgili değil, yanlış anlamayın, çok büyük bir inanışı ters yüz ettiği için. Tüm ömür sürecek bir savaşa girecek cesareti ve kendine olan güveni için. Takdir ettim ve helal olsun dedim. Bu harika iki insana da bol şans diledim içimden, çünkü eminim ihtiyaçları olacak.