Hürriyet

>

7 Haziran 2012 Perşembe

Genç Görünmeye, Sağlıklı Olmaya Hazır mısınız?

Uzun zamandır, her kadının yaptığı gibi cildime bakmaya, daha az kırışıp sarkmaya uğraşıyorum. Bu yol uğruna kavanozlarca La Prairie tükettim. Bilen bilir, piyasanın divası olarak gösterilir bu marka. Kötü mü peki? Haşa, asla değil. Ama çok pahallı diyelim. Hem de öyle ki, platin serisinin bir kavanozuna (4 ay gidiyor ortalama) 5 botox yaptırabilir, 2-3 yıl hiç kırışıksız dolaşabilirsiniz. Krem ise kullandığınız süre içinde daha iyi bir görünüm sunuyor size. Bırakınca eskiye dönüyorsunuz. Demek ki geriye döndüren ya da zamanı dıurduran değil, günü kurtaran bir formülü var. Açıkçası bu fiyatlar ve botox-dolgu gibi müdahalalere karşı duruşum sebebiyle daha farklı bir arayışa girdim. Organik yağlar. Evet yanlış okumadınız, organik yağlarla çözdüm kendi cilt problemlerimi. En azından minimum kimyasal ile maksimum bakım sağladığımı düşünüyorum. Bu konuda uzman bir dostumdan yardım alarak tabi.
Kadıköy'de Şifa Hastanesinin arka caddesinde (Serasker Caddesi 53/A) kocaman bir aktar dükkanı var Mesut'un. Adı TARÇIN. Kime sorsanız gösterir
Şunu daha büyük bir haritada görüntüle: My Places. Ve kendisini bu  işe resmen adamış. Sorsanız saatlerce herşeyi en ufak detayına kadar anlatıyor, sizi bilgilendirmek için çırpınıyor. Benim gibi meraklı biri için bulunmaz fırsat. Zaten Mesut ile bir araya gelince saatler nasıl geçiyor hiç anlamıyorum. Jojoba yağından girip Argandan çıkıyoruz, selülit tedavisinden karaciğer detoksuna kadar her konuya dalıyoruz. Ben ve arkadaşım üç saatinden sonunda elimizde aldığımız organik yağlarla ve öğrendiklerimizle mutlu mutlu eve dönüp karışımlarımızı yapıyoruz. Sonuç ortada, parıldayan ve bakımlı bir cilt. Formülün gizli bir yanı yok, hemen vereyim kullanmaya yarın başlayın. Ama sakın unutmayın aldığınız malzeme iyi olmalı, yoksa anlamsız olur. Aktarlarda satılan ucuz küçük şişelere sakın yönelmeyin. Gerçek ve organik olan yağlar kutularında zaten işaretli ve sertifikalı, ve tabi ucuz değil. Buğday ya da gül gibi pahallı ve yağı zor çıkan bir ürünün 20 gr.'ı nasıl 10 TL olabilir zaten? Ben formülü vereceğim, ama siz de üzerinize düşen görevi yapıp gerçek ve organik yağlardan yapacaksınız bu karışımı, içine esans katılmış şişelerden değil. O yüzden de diyorum ki, güvendiğiniz, bildiğiniz bir aktara danışın. Şayet bilmiyorsanız Mesut'un dükkanı TARÇIN'a gidin. Hem en iyi kalite yağı alın, hem de her türlü hastalık ve tedavisi hakkında bilgi edinin. Mesela ben yarından itibaren Mesut'un tavsiye ettiği karaciğer detoksuna başlıyorum. Hem cilt hem de kan için çok faydalı, sadece enginar yapraklarıyla yapılan bir tedavi. Yan etkisi mi? Tabi ki yok! Sonucunu yazarım ay sonuna. Ama mükemmel olacağına eminim. Gelelim yüz için kırışıklık açıp, leke gideren, aynı zamanda da yaşlılık etkilerini iyileşiren organik formülüme:
1.Buğday yağı ( A ve E vitaminiyle deriyi besler, lekeleri azaltır)
2.Jojoba Yağı ( Çok güçlü bir nemlendirici)
3.Argan yağı ( Yaşlanma etkileri için, kırışık-sarkma ve solan cilt rengini düzeltmeye çalışır)
4. Gül Yağı (Kırışık açar, cilde en iyi gelen yağdır, dikkatli kullanılmalı direk sürerseniz cildiniz yanar)
Bunları alıp eşit oranda (gül hariç) karıştırıyoruz. Sonra gülü 5-6 damla kadar (zaten daha fazlasına gerek yok) ekliyoruz. Sabah-akşam cilde sürüyoruz. Ama güneşe çıkarken korunmayı unutmuyoruz. Bu yağlar cildi besler koruma faktörlerinin görevini görmezler. Bir dipnot: üç kişi birleşip alabilir, 1/3 oranında (yine gül hariç) karışımları paylaşabilir, böylece 6 ay gidecek ürününüze 1/3 fiyatına sahip olabilirsiniz. Hem de en kalitelisini alarak. Böylece kişi başı 80 Tl. ye gelir (yine gül hariç). Kremlerle mukayese edilemeyecek bir fiyat ve kalite. İçlerinde kimyasal yok en azından, hepsi de organik. Neyse, tercih sizin, ben sadece  bir tecrübemi paylaşıyorum. Umarım işe yarar. Pırıl pırıl bir cilt dileğimle!

Not: Mesut Bey, size de çok ama çok teşekkür ederim, sayenizde çok daha iyi bir cilde kavuştum. Görünüşüm genç mi onu bilmem, kararı siz okuyucularıma bırakıyorum. Sadece 40'ı çoktan geçtiğimi bilin yeter.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder